Ninja, klanının eski ihtişamını geri kazanmak için yeminini yerine getiriyor..

Uzakdoğuda, sırtındaki kıyafetlerden başka hiç bir şeye sahip olmayan genç bir çocuk vardı.

Ormanda tek başına yaşardı ve arada sırada ipek elbiseli genç bir kız, onunla oyun oynamak için ormanı ziyaret ederdi.



Kız, genç yaşta ailesini kaybetti ve onu korumaya yeminli bir gardiyan tarafından büyütüldü. Çok yalnız hissettiğinden, ormandaki çocuğu eve davet edip oyun oynamak istedi. Bu yüzden gardiyanından izin almaya çalıştı. Gardiyanı git gide yaşlanıyordu ve öldüğünde koruma görevini devredebileceği birisini arıyordu.



Gardiyan, eskiden ünlü bir generaldi ve savaş alanındaki becerileri ile kendini kanıtlamıştı.

Çoğu kişi, bir kılıcı bile idare etmekte zorlanırken ustalıkla 6 katanayı birden kullanabiliyordu.

Ondan korkan düşmanları, ona ‘Sura’ diyordu.



Genç çocuk, ustanın öğrencisi oldu ve dövüş sanatlarında müthiş bir yeteneği olduğu ortaya çıktı.

Sura ölmeden önce çocuk, ustasını geçmiş ve ün kazanmıştı.

Kız ve çocuk birlikte büyüdüler ve birbirlerine ilgi duymaya başladılar.

Çocuk fakirdi ve kızla kesinlikle evlenemezdi.

Bölgenin sahibi olan Narusawa klanının en büyük kızıydı ve başka bir klanın varisiyle evlenme sözü vardı.

Çocuk, ustası gibi kızın yanında kalıp her zaman onu korumaya karar verdi.

Sonunda kız, klanın liderliğini devraldı.

Çok geçmeden krallıkta iç savaş çıktı.

Yönetimin zulüm ve baskısından bıkan klan lordları gruplaştı ve isyan başlattı.

Çocuk, kızı ne pahasına olursa olsun korudu.

6 katana kullanarak katlettiği düşmanların kanına bulanmış çocuğun görüntüsü, ’Sura’ savaş alanına geri döndü diyordu.

Çok fazla kan döküldükten ve fedakarlıklar yapıldıktan sonra savaş nihayet sona erdi.

Huzur ve mutluluk dolu bir dönem başladı.

Ancak bu, kız ve çocuk için çalkantılı bir dönemin başlangıcıydı.



İsyanın liderleri arasında güç çekişmeleri başladı.

Baskının kurbanları gücü ele geçirdi ve bu güçle sarhoş olup bir zamanlar isyan ettikleri düzeni tekrar kurmaya kalktılar.

Narusawa ailesinin kızı ve artık genç bir adam olan koruyucusu, bu güç sevdalıları tarafından izleniyordu. Genç kadın, konumundan ve sahip olduğu tüm varlıklardan vazgeçti, yalnızca hayatta kalmasına yetecek kadarını aldı. Ancak zor zamanlar peşini bırakmayacaktı.

Vatan hainliği suçundan asılacağına dair söylentiler dolaşmaya başlamıştı. Çocuk, Narusawa ailesini ve genç kadını, bölgeyi ele geçiren bu yeni güçten koruması gerektiğini hissetti. Fakat, gezgin kılıç ustası ve takipçilerinin yapabileceği pek bir şey yoktu. ilk önce nasıl hayatta kalacağını çözmeliydi.

Genç adam, genç kadını soyadını değiştirmeye ikna etti ve birlikte çocukluklarını geçirdikleri ormana kaçtılar. Genç adam ve grubu bilgi toplamak ve satmak üstüne bir iş kurdu. Genç kadının görevi, bilgileri sınıflandırmak ve nasıl kullanacaklarına karar vermekti. Böylece hayatta kalmayı başardılar.

Tabi ki, bir deneme yanılma zamanı da oldu. Casusluk yapmak, savaşmaktan çok farklıydı. Grup, hareketlerini kısıtlayan uzun kılıçlardan vazgeçti ve daha uygun olan Kısa kılıçları kullanmaya başladı. Dövüş becerilerini, gizlice yaptıkları işler ve suikast operasyonlarına uygun bir şekilde yenilediler. Kimliklerini gizleyip sabırla beklediler ve durmaksızın çalıştılar.

Kendilerine ‘Ninja’ adını verdiler.

Klan, huzura kavuşuyordu ancak trajedi en beklenmedik yerden geldi. Batıdaki bir görevden dönen arkadaşları soğuk algınlığına yakalanmış gibi görünüyordu ancak bu hastalık, gözlerini kırmızıya dönüştürdü ve çıldırmasına sebep oldu. Etrafındaki herkese saldırmaya başladı. Çıldıran adamın icabına baktılar ama hastalık çoktan yayılmaya başlamıştı ve evdeki herkesin vücudunu ve zihnini ele geçiriyordu.



Bu hastalık, gençlere bile bulaşmıştı. Hastaların bakımıyla ilgilenen genç kadın, hastalığın belirtilerini göstermeye başladı. Genç adam, hastalananları öldürmekte sorun yaşamıyordu ama aynı şeyi genç kadına yapamazdı.



Yardımcı olabilecek bir doktor bulma umuduyla tüm krallığı gezdi ama yapabilecekleri en iyi şey, akupunktur kullanarak genç kadını komaya sokmaktı. Böylece bir gün iyileşmesi mümkün olabilirdi. Başına gelebilecek en kötü şeyi yaşadığını düşünüyordu ancak bu daha başlangıçtı.

Aslında, tedavi için tüm bölgeyi umutsuzca dolaşmıştı.

Bir doktor onu canlı tutabilmek için ne gerektiğini biliyordu.

Hastalık çok ileri aşamada olduğu için başka hiç bir şey yapılamazdı.

En azından, ölümden kurtulabilirdi.

Bu küçük umuda tutunarak, onun hayatta kalması için elinden geleni yapmaya karar verdi.

Hastalığın kökenini araştırarak bir tedavi bulabileceği düşüncesiyle batıya gitmeye karar verdi.

Yolculuğa çıkmadan önce onu görmeye gitti.

Yardımcılar sessizce evden ayrıldılar.

Küçük yaşta ormandan ayrıldıklarından beri ilk defa baş başa kalmışlardı.

Sesini duymak istedi ama karşılık alamadı.

İşte o an, bir gün geri dönüp klanı eski, muazzam haline getireceğine dair sessizce yemin etti.

“Sura geri döndüğünde, Narusawa bayrağı tekrar korku salacak!”